İş hayatında kriz yönetimi
İş hayatında kriz yönetimi
Bu, anlaşmalı olduğumuz büyük şirketlerden birinde çalışan kız kardeşim Tanya için yazdığım bir yazıdır. 'Zor' bir işin içindeydi ve bunu benimle paylaştığı ve aktarmama izin verdiği için ona minnettarım. Yararlı bulabilirsiniz, ancak bunun Tanya'nın deneyimi olduğunu ve yalnızca ona ait olduğunu unutmayın. İşyeri stresini önlemenin tek yolu, ortaya çıkabileceği durumlardan kaçınmaya çalışmaktır. Hiç büyük bir şirkette çalışmamış veya daha az stresli bir işi olmayanlar için, bu kuruluşların nasıl işlediğine dair temel bilgileri anlamak faydalı olabilir. İletişimin hızlı olduğu, internetin her yerden çalışabilmemizi sağladığı ve iş/yaşam dengesinin eskisinden çok daha adil olduğu bir çağda yaşadığımız için şanslıyız. Buna rağmen dünyada hâlâ tehlikeli ortamlarda çalışan, insan haklarına ve haysiyetine çok az saygı duyan, korkunç patronlarla uğraşmak zorunda kalan birçok insan var. Onların durumu bizi ilgilendirmez ama bazen hepimizin bir adım geri atması ve kendimize kendimizden daha az şanslı olanlara yardım etmek için ne yapabileceğimizi sormamız gerekir. Aşağıdaki sorular düşündürücü olabilir. Çalıştığım yerdeki koşulların nasıl olduğunu nasıl öğrenebilirim? Bilgi istediğinizde mutlu veya samimi bir karşılama beklemeyin. En açık fikirli kuruluşlar bile, bu kadar çok çalışan üzerinde bu kadar olumsuz etkisi olan bir konuda bilgilerini açıklamaya isteksiz olacaktır. Durumunuz hakkında sizinle konuşacak bir yönetici, insan kaynakları temsilcisi veya sendika temsilcisi belirlediğinizden emin olun. Rolünüzden ne beklendiğini ve karşılaşabileceğiniz sorunları öğrenmek için biraz araştırma yapmaya değer. Bu, yönetim yapısı, yürürlükteki politikalar ve kuruluşun çalışan güvenliğini ve refahını iyileştirmek için neler yaptığı hakkında öğrenmeyi içermelidir. Kuruluşun bir şikayet prosedürü varsa, onu takip edin. Ancak, iftira veya tacizle suçlanabileceğiniz için prosedürü eleştirmemeye dikkat edin. Konuştuğunuz kişiye karşı kibar ve saygılı olun. Sorunu nasıl çözmeye çalıştıklarını ve aldıkları önlemlerin herhangi bir etkisinin olup olmadığını sorun. Tehditlerde bulunmayın veya açıklama talep etmeyin. Yazılı bir yanıt alırsanız, iyice okuduğunuzdan ve anladığınızdan emin olun. Başka birine şikayette bulunmanız istenirse, bunu yapın. Verilen karara katılmıyorsanız itiraz etme hakkınız vardır. Sorunu doğrudan işverenle çözemiyorsanız, sendikanızdan veya insan hakları grubunuzdan tavsiye alın. Bir eylem planı önerebilirler. Bir 'kriz' durumu yaşarsam ne yapmalıyım? Bir 'kriz' durumu, güvenliğe yönelik acil ve doğrudan bir tehdidin mevcut olduğu durumdur. Bazı işyerlerinde bu, bir kişinin intihar etmekle tehdit ettiği veya kendisine veya başkalarına zarar verme konusunda önemli bir risk aldığı anlamına gelebilir. Bir meslektaşın öğle yemeğini çalmakla tehdit etmek kadar önemsiz olabilir. Durum ne olursa olsun, kendinizi ve başkalarını güvende tutmak için adımlar atmanız çok önemlidir. Öncelikle amirinizi arayın. Ona neler olduğunu anlatın ve bundan sonra ne yapmanız gerektiğini sorun. Kişiyle yüzleşmek uygun değildir, ancak özellikle durum ciddiyse amirinizi uyarmak akıllıca olabilir. Kendi başınıza halletmeye çalışmak yardımcı olmaz. Sorunu patronunuza iletmeye çalıştıysanız ve o sorunu çözemediyse, bir zorbalık vakanız olabilir ve ilgili makamları bilgilendirmelisiniz. Ancak, yalan söyleyerek veya kötü niyetli dedikodular yayarak abartmamaya veya işleri daha da kötüleştirmemeye dikkat etmelisiniz. Zorba veya saldırgan biriyle nasıl başa çıkarım? Zorbaları tespit etmek genellikle zordur. Öfkeli ve agresif insanlara dikkat edin. Tacize uğradığınızı düşünüyorsanız, durumu düşünmek için birkaç dakikanızı ayırın. Kişiyle hemen yüzleşmeyin. Mümkünse sakince, size bağırılmasından hoşlanmadığınızı ve kişisel güvenliğiniz için endişelendiğinizi açıklayın. Denemek